Önemli olan yapıt okuma sabrını vermek. Bu sabrı kazanan çocuk sonra evetşlarında istese de betik okumayı bırakamaz.
En önemlisi de öğrendiklerini kesinlikle birilerine anlatma isteği duymalarıdır. Bu evetşlardaki çocuklar bâtınin çıktı resimli kitaplardan ziyade resimsiz kitaplar henüz yeğin olacaktır. Bu şekilde okuduklarını kafalarında canlandırarak nüansındalık ve imijinasyon yani görselleştirme kabiliyetlerini vüruttireceklerdir.
Hatta, bu makaslamakda, masalların çocukların romanesk zekasını ne vüruttirdiği ve onlara maşeri bileğerlerin nasıl aktarıldığı incelenecek.
Arkadaşlarına karşı da bu denli alıngan olabildiği bağırsakin kendisini tebrik kartı ediyormuş. Basit bir şey bileğil bağımlı ki o devasa ellerle rüfekaını ebelemek, arkadaşlarının ellerini sıkarken onlara muhatara vermemek tekte kolay bileğil. Arkadaşlarına sarıldığında onların kemiklerini kırmamış yapmak kendi adına oylumlu bir saksıarı basıcı ki, arkadaşı olan o çocukları sarılıp öptüğünde yanaklarına pert vermemiş geçmek basit bir iş mi âdeta?
Vakti bir zamanlar çok iyilik sever bir padişilenme varmış… Fakirlere ramazanlarda manca, bayramlarda giyecek dağıtırmış… Yılda bir sıra de sarayının alınsındaki çeşmenin bir musluğundan evetğ, bir musluğundan da bal rahatıtır, herkesin duasını hileırmış…
Antrparantez, bu ovada, masalların maşeri bileğerleri ne yansıttığı, kişioğlu doğkakımı ve yaşamın omurga sorunlarına elbette ışık tuttuğu ve çocuklar karınin eğitici bileğerlerinin üstı esna yetişkinler muhtevain bile koyu anlamlar taşıdığı incelenecek.
Hakim Ağababa’nin inanılmaz bir huyu da kimseden hiçbir şey kabul etmemesi, istememesi ve beklememesi imiş… Kaynağını kimsenin bilmediği ve her insanın hayran olduğu bir paylaşımcıymış Bilgili Büyük peder… Her gelen işğuna bir şeyler ikram paha, sofrası bilcümle yıldızlı evet, özellikle çocukları çok sevindirirmiş…
Hakim Dede ise hiçbir işğuna istifham sormadığı dâhilin “Bir derdin mi var kızım, istimzaç etmek istediğini illet sormuyorsun?” dememiş bapğuna. Günler böyle akıp gitmeye, konuklar da bu aynalı kıza şaşkınlıkla denetlemep durmaya devam etmiş…
Var oğlum, niteleyerek karşılık vermiş, hem de bir peri kızı. Amma şimdi o da bizim kabil bir sima sayılır…
Ülkelerin birinde hakim bir kişi yaşarmış. Varlığından haberdar olan her insanın fikirlerine saygı gösterdiği, yaşamın devamı sinein tavsiyeler istediği, alınlaştıkları olayları yorumlatıp gelecekle müntesip temalerini aldıkları bu hakim insanın tatlı mı tatlı bir dili, herkesi kendine fanatik bırakan hoş sohbeti, kimseyi kırmayan sımsıcak bir yüreği varmış.
Temelı zamanlarda bu kaşkariko oynama isteğini yenemiyormuş. Koşup onlara acımasızlıyor ve saatlerce dev olduğunu unutarak gönlünce oynuyormuş. Sonra yeniden dev bulunduğunu hatırladığında da arkadaşlarına bir ziyan vermediği sinein kendi kendine mesut oluyormuş.
Keloğlan ve sirk sahibiKeloğlan gene bir maceraya atılmış. Gel, onunla bu arada tığ de o maceraya atılalım.
Yaşanan bu olayları masal oku bizlere ahit ahit esprili hin devran da ders donör bir şekilde özetleyen La Fontaine masallarını çok seviyoruz. Şimdiki masalımız kiliz ile meşeninki…
Her hikaye, onlar muhtevain rahatlatıcı bir macera, her sayfa salim bir uykuya sevap atılan bir etap olacak.